SAYBURÇ HÖYÜĞÜ’NDE NEOLİTİK YAŞAMA IŞIK TUTAN HEYKEL VE YAPILAR ORTAYA ÇIKTI

Taş Tepeler Projesi kapsamında yürütülen kazılarda hem yerleşim alanları hem de ritüel yapılar ortaya çıkarıldı. 8.600 yıllık olduğu tahmin edilen erkek heykeli, ölüm ritüellerine dair izler taşıyor.

Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesinde yer alan Sayburç Höyüğü’nde sürdürülen arkeolojik kazılarda, Neolitik Dönem'e ait önemli yapılar ve heykeller gün yüzüne çıkarıldı. Kazılarda hem yerleşim alanlarına hem de toplumsal ve ritüel amaçlı yapılara ulaşıldı. Elde edilen bulgular, dönemin insan yaşamına dair önemli ipuçları sunuyor.

Kazılarda en dikkat çeken bulgulardan biri, iki parça halinde bulunan bir erkek heykeli oldu. M.Ö. 8.300–8.600 yıllarına tarihlenen heykelin, törensel bir anlam taşıdığı düşünülüyor. Heykelin baş kısmında dikkat çeken detaylar arasında dudakların dikilmiş olması, kaş üzerinde dikiş izleri ve kafatası üzerinde derin çizgilerin yer alması öne çıkıyor. Bu izler, ölüm ritüellerine dair uygulamaların izlerini taşıyor.

Heykelin gövde kısmında ise belirgin şekilde betimlenmiş kaburga detayları bulunuyor. Arkeologlar, heykelin eksik parçalarının ilerleyen kazılarda gün yüzüne çıkarılmasını bekliyor.

Aynı kazı alanında yer alan bir başka yapıda ise erkek figürünün kabartması ile her iki yanında yer alan aslan tasvirleri dikkat çekiyor. Bu yapının da kamusal veya törensel amaçlarla kullanıldığı düşünülüyor. Kabartmalar, dönemin sembolik dünyasına ve inanç sistemine dair önemli bilgiler sunuyor.

Sayburç Höyüğü’ndeki bu bulgular, Neolitik Dönem insanlarının yalnızca tarım ve hayvancılıkla uğraşmadığını; aynı zamanda gelişmiş bir toplumsal düzen ve sembolik dünyaya sahip olduklarını gösteriyor.

Kazı başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan, höyükte hem insanların yaşadığı alanların hem de özel/kamusal yapıların tespit edildiğini belirtti. Özdoğan, “Sayburç Höyüğü kazılarında ortaya çıkan yapılar ve buluntular, Taş Tepeler Projesi’nin diğer yerleşimleriyle birlikte Neolitik Dönem'e dair bakış açımızı değiştirdi. Bu da dönemin insanlarının toplumsal yaşamları, inanç sistemleri ve sanatsal ifade biçimleri hakkında yeni bilgiler edinmemizi sağladı,” dedi.